www.beyazdolgular.com

İçeriğe git

Ana Menü

Kompozit Yerleştirilmesi

Kompozitlerde Başarı 2

Başarılı bir etching sonrasında, bondingin doğru sürelerde doğru şekilde sürülmesi, inceltilmesi ve ışınlanarak sertleştirilmesinden sonra kompozitin kaviteye yerleştirilme işlemine geçilir. Kompozit kaviteye dikkatli yerleştirilmelidir. Yapılacak eksik ve hatalı uygulamalar kompozitin başarısını  düşürecektir. Kompozitin büzüşürken dişe uyguladığı gerilme kuvveti 7 mPA'dır. Kompozit yerleştirilirken bu kuvvet dikkate alınmalıdır.

Kompozit yerleştirilmesi sırasında nelere dikkat edilmelidir

1- Başarılı bir bonding uygulamasının ardından kompozit koyma işlemine bir nedenle hemen geçilemez ve bir bekleme süresi oluşursa  kuru durumdaki bonding yüzeyi soluk alıp verme sırasındaki havanın içindeki nem nedeniyle mikroskopik olarak ıslanabilmektedir. Bu da  kompozitin bondinge tutunmasını bozacaktır. Böyle bir durumda bonding hava sprey ile yeniden kurutulabilir.
2- Bondingin üzerine ilk kompozit tabakasını koyduktan sonra, sonraki tabakaları koyma aralarında fazladan beklemeler olursa yine  ağız ortamındaki nem nedeniyle bu kez kompozit tabakalarının yüzeyi mikroskopik olarak ıslanabilecektir. Böyle bir bekleme süresi oluşmuş ise hava sprey ile kompozit yine kurulanmalıdır.
3- Kompozit tüpden alındıktan sonra kaviteye ya da yüzeye yerleştirilip  ışınlanıncaya kadar çıplak elle ya da eldiven ile tutulmamalı,  her hangi bir şekilde su, toz, yağ benzeri yabancı bir madde ile temas etmemelidir. Böyle bir kirlilikle temas durumunda kompozit  materyaller biribirine tutunması ve yapışması bozulacağından restorasyon çalışması başarısızlığa uğrayacaktır.  
4- Kompozit dolgu kaviteye yerleştirilirken zayıf ışık altında çalışılmalıdır. Reflektor ışığı güçlü olacak olursa zamanından önce polimerizasyon başlayacağından ve bu sertleşme pörözlü olacağından çalışma bozulacaktır.
5- Kompozit  yerleştirme işlemi zayıf ışık altında olsa bile zamanında tamamlanmalı ve çalışma süresi çok uzatılmamalıdır. Süre  uzadıkça ışık zayıf  olmasına rağmen yine atipik bir polimerizasyon olmaya başlayacağından çalışma bozulacaktır. Bilindiği gibi kompozitler 400-500 nm aralığında mavi ışıkta polimerize olmaktadırlar. Bunun dışındaki ışıklarda polimerazyon olsa bile istenilen özelliklerde olmamaktadır.
6- Kompozit, tüpden el aletleri ile alınırken tek parça olarak alınmalıdır. İstenilen miktardan daha küçük kompozit parçaları el aletinin  üzerinde biriktirilerek gerekli kompozit hacmi elde edilmeye çalışılıldığında, birbirine yapışık parçalı bir kompozit yumağı oluşacağından kaviteye yerleştirilme sırasında kompozit ile kavite duvarı arasında ya da kompozitin kendi içinde boşluklar kalabilecektir. Bu da kompozit materyalin diş yüzeyine ya da birbirine tutunmasını bozacaktır. Böyle bir durumda sağlamlığın azalması yanında kompozit  restorasyonun kullanımı sırasında dişte hassasiyetler ya da ağrılara neden olabilecektir. Eğer bu boşluklar kompozitin yüzeyine yakın  oluşmuş ise polisaj sırasında delik ya da pörözite olarak karşımıza çıkabilecektir. Böyle bir bozukluğu düzeltmek zaman kaybına yol açabileek ve yeniden uğraşmak zorunda kalındığından maliyetler yükselecektir.
7- Tüpten yeterli miktarda ve tek parça halinde alınan kompozit, kaviteye ya da diş yüzeyine yerleştirilirken, temas ettiği ilk noktadan  başlayarak yanlara doğru yavaş ve kontrollu hareketlerle bastırarak yayılmalıdır. Böylece aşağıdaki şekillerde olduğu gibi kompozit ile diş yüzeyinin arasından havanın   kaçması sağlanmış olacağından, kompozit kaviteye ya da diş yüzeyine sıkı temas ederek başarılı bir şekilde yerleşecektir.




         
8- Kaviteye ya da diş yüzeyine yerleştirilen kompozit tabakaları 2 mm' den az kalınlıklarda olmalıdır. Böylece kompozit tabakasının  yüzeyinden derinliklerine kadar ışık etkili olabilecek ve polimerizasyon gerçekleşebilecektir. Kalın yerleştirilen kompozitlerde ışık  derinlerdeki etkisiz kaldığından polimerizasyon yetersiz olabilecektir. Bazı firmalar bu durumu göz önüne alarak 3-4 mm kalınlıkta hatta 5 mm kalınlıkta bile polimerize olabilen kompozitler üretmişlerdir.     
9- Polimerizasyon olurken kompozit %1-2  oranlarında büzüşmeye uğramaktadır. Kompozit tabakalarının kalınlığı fazla olduğunda büzüşme oranı artmakta, 2 mm ' den daha ince tabakalar halinde yerleştirildiğinde ise azalmaktadır. Kimyasal sertleşen kompozitlerde  bu büzüşme çevreden merkeze dogru, ışıkla sertleşen kompozitlerde ise çevreden ışık kaynağına doğrudur. Her iki büzüşme sonucu  oluşan çekme kuvveti kompoziti kavite duvarlarından ya da diş yüzeyinden ayırmaya çalışacaktır. Bu nedenle büzüşmeye yol açabilecek  faktörler maksimum kontrol edilmelidir.
10- Kompozitlerde monomer sayısı doygunluğu arttıkça büzüşme azalmakta, monomer sayısı azaldıkça büzüşme artmaktadır. Bu  nedenle örneğin akışkan kompozitlerin büzüşmeleri daha fazladır.
11- Dar ve derin olmayan kavitelerde kompozitteki büzüşme az olmakta, geniş ve derin kavitelerde fazla olmaktadır. Örneğin geniş ve  derin bir kaviteye büyük bir parça halinde yerleştirilen ve ışıkla polimerize edilen bir kompozit normalden fazla büzüşeceğinden kavite  duvarlarından ayrılmaya çalışacaktır. Eğer bu kavitede başarılı bir etching ve bonding uygulaması yapılmış ve sonra kompozit  yerleştirilmiş ise kompozit bondingden kolayca ayrılamayacağından büzüşme sırasında kavite duvarını kendine çekmeye çalışacaktır.
Bu da tübüler sıvı hareketine yol açacağından dişte hyperemik tablolar, ağrı ve hassasiyetler görülebilecektir.   

Kaviteye konulan kompozit tabakaların nasıl olacağı konusunda çeşitli görüşler vardır. Hepsinin amacı bir kompozitin sertleşme  sırasındaki büzüşmesini ve polimerizasyon eksikliklerini en aza indirmektir. Aşağıdaki şekillerde bazı örnekler bulunmaktadır.
* *


12- Tabakalama tekniği kompozitin, dişin rengi ve dokusu ile uyumlu olmasında da çok işe yaramaktadır. Böylece gerekli yerlerde farklı  renklerde tabakalar ve efektler kullanılabilmektedir. Böylece dişin doğal görüntüsü taklit edilebilmektedir.
13- Kullanılan ışık kaynağının fiber ucu kompozitin yüzeyine maksimum yakın tutulmalıdır. Ama kompozite dokunmamalıdır. Uzaktan  tutulan fiber optik uçtaki ışık kompozitin yüzeyinde etkili olsa da derinlerde etkisi azalmaktadır ve toplam polimerizasyon yetersiz  kalmaktadır.
14- Açık renkteki kompozitler koyu renkteki kompozitlere göre daha kolay polimerize olurlar. Bu  nedenle ışık kaynağının kompozitlere  yaklaşmasında sıkıntıların olabildiği bazı arka bölge restorasyonlarında açık renk kompozitler tercih edilebilirler.
15- Başarılı bir polimerizasyon için ışığın gücü her zaman yeterli olmalıdır. Uzun süre kullanılan ışık kaynaklarının lambaları zamanla  güçlerini kaybedebildiklerinden yeni bir lamba ile değiştirilmelidirler.
16- Kablosuz ışık kaynaklarının şarjları ya da pilleri yetersiz kaldıklarında yenileri ile değiştirilmelidir.
17- Işık kaynağına giren voltaj % 5 azaldığında fiber çubuğun ucundaki ışığın gücü % 15-20 civarında azalabilmektedir. Bu nedenle ışık  kaynağından önce voltaj regulatörü kullanılması faydalı olacaktır.  
18- Kompozitin ışınlanarak sertleşmesi sırasında ilk 20  sn.de kompozitin ısısı 40-45  dereceye kadar çıkabilmektedir. Bunun iki nedeni  vardır. Birincisi kompozitteki monomerlerin polimerize olması sırasında ısı ortaya çıkmaktadır, diğeri ise fiber optik çubuğun ucundaki  ışığın ısısıdır. Bu iki nedenle görülen ısınma ilk dakikanın sonunda geçmektedir. Işık kaynağının kompozit üzerine gereğinden daha uzun  sürelerde tutulması durumunda bu ısınma daha da artacağından sonradan dişte hyperemik tablolar görülmesine sebe olabilecektir.
19- Kompozit dişe ve kaviteye, anatomik olarak uygun şekillerdeki tabakalar halinde yerleştirilmelidir. Böylece hem tutuculuk ve sağlamlık artacak hemde kompozit ile dişin renk, doku ve ışık geçirgenliği açısından uyumlu olması sağlanabilecektir. Aşağıdaki şekillerde olduğu gibi yerleştirilecek tabakalar buna örnek olabileceklerdir.

* *

Aşağıdaki şekillerde görüldüğü gibi kompozit, tabakalar halinde kaviteye yerleştirilmiş ve anatomik şekle uydurulmuştur.
Son tabaka bizotaj sayesinde diş yüzeyine doğru yeterli kalınlıkta yerleştirilerek uyumlu bir geçiş sağlanabilmiştir.Bu tabakaların şekil ve sayıları, kavitelerin derinliğine ve genişliğine göre Dişhekiminin kontrolunda olacaktır.


*

Öndişlerde ya arka dişlerde dolgu, restorasyon ya da lamina çalışmalarında renk uyumu ve estetik başarı için tabakalama yapmak önemli bir koşuldur.
Gerekli olan yerlerde şeffaflıklar kullanılmalı, renkleri gizlemek ya da ortaya çıkarmak için opak tabaka yerleştirilmeli, dentin ve mine tabakaları koyulmalıdır. Gerekli olan durumlarda çeşitli boyama ve efektler kullanılmalıdır.



Tabakalama yapılmadığı zaman diş ile kompozit restorasyonun renk uyumunu sağlamak kolay olmamaktadır.

Yapıldığı dişle ve komşu dişle aynı renkte yapılmaya çalışılan bir kompozit laminada tabakalama ne kadar önemliyse, daha açık renkler elde etmek için koyu renklerde olan dişlere yapılan kompozit laminalarda da o kadar önemlidir. Her iki konu da başarı elde edebilmek için tabakalama çok gereklidir.












 
İçeriğe Geri Dön | Ana Menüye Geri Dön