www.beyazdolgular.com

İçeriğe git

Ana Menü

10- Kompozit porselen ile yarışır mı?

Merak Ettikleriniz 6-10

İşte heyecan verici bir konu. Hiç kompozit porselen ile yarışabilir mi? Evet yarışabilir. Yarışabilir ama nasıl?  İlk bakışta kompozitin porselen ile yarışıp yarışamayacağını sormak bile yadırganabilecektir ama kompozitin kullanılabileceği vakalara bakıldığında, kompozitin bir çok vakada porselenle rahatça yarışabileceğini söyleyebiliriz. Tabii bir vakada her hangi bir yarıştan söz edebilmek için kompozitin ve porselenin birbirine göre avantajlarını ve dezavantajlarını ortaya koymak gerekmektedir.

Önce porselenin genel olarak kullanıldığı alanlara bakalım; a) Kaplamalar, b) Laminalar, c) Köprüler. Dikkatli yapılan porselen çalışmalar dişlerin sahiplerinin ve Dişhekimlerinin beklentilerine çok iyi cevaplar verebilmektedirler. Peki, bu çalışma alanlarında porselenlerden alınan sonuçları alabileceğimiz şekillerde kompozit kullanılabilir mi? Eğer bu sorunun cevabı '' kullanılabilir '' şeklindeyse bir yarıştan ve kıyaslamadan söz edebilmek mümkündür. Kullanılamaz ise zaten bir kıyaslama ya da yarış yoktur. Sırasıyla bakalım;

a) Kompozit Kaplamalar ;
Bilindiği gibi porselen kaplamalar laboratuvarlarda yapılabilmektedir. Oysa kompozit kaplama çalışmaları hem laboratuvarlarda hem ağızda doğrudan dişler üzerine yapılabilmektedir. Tabii porselen kaplamalar dururken neden kompozit kaplama yapalım sorusu akıllara gelecektir. Bunun önemli bir nedeni vardır. Doğal görünümlü bir kaplama yapılması gerektiğinde kompozit ile porselene göre daha kolay ve daha düşük maliyetli bir çalışma yapılabilmektedir. Porselen ile doğal bir diş görünümü elde edebilmek gerçekten büyük maliyetler gerektirmektedir. Çünkü düşük maliyetli standart porselen çalışmalarında ne yazık ki doğal bir diş görünümü elde edebilmek kolay olmamaktadır ve böyle bir porselen kaplama özellikle ön dişlere yapıldığında dişin üzerinde porselen bir kaplama olduğu kolayca farkedilebilmektedir. Oysa kurallara uygun yapılmış bir kompozit çalışma, yapı itibari ile doğal diş görünümünü porselen göre daha kolay taklit edebilmektedir. Dişhekimleri arka bölgelerde estetik beklentiler azaldığından daha çok porselen kaplama kararı alacaklardır ama ön bölgelerde kompozit çalışmalar porselene göre tercih edilebileceklerdir.

Büyük madde kaybına uğramış ön ya da arka dişlerin kompozit restorasyonlarında, gerektiğinde çalışmalar tam bir kaplama şeklinde tamamlanabilmektedir. Laboratuvarlarda yapılan kompozit kaplamalar için klinik protokoller porselenle aynıdır. Dişte çürük ya da kırık nedeniyle meydana gelen madde kayıpları varsa kompozit ile restore edilir, basamaklı sistemle preparasyonlar yapılır ve ölçüler alınarak çalışma laboratuvarlarda tamamlanır. ( Zaten büyük madde kaybı yoksa çalışma kompozit lamina olarak tamamlanabilecektir) Burada kompozitin büzüşme yaptığı unutulmamalı ve kompozit yığılacak dayın üzerine izolasyon için kullanılan lak kurutularak 2-3 kat fazla sürülmelidir. Kompozit yığılması ve tabakalanması ise küçük bölümler halinde yapılarak ışınlanmalıdır. Böylece büzüşme en aza indirilmelidir.

Kompozit kaplamalar Diş Hekimlerinin gerekli gördüğü durumlarda laboratuvarlarda yapılır. Buna, dişlerin sahiplerinin ya da dişin içinde bulunduğu durumlara göre ve Diş Hekiminin ihtiyaçlarına göre karar verilebilecektir. Diş Hekimlerimiz için daha avantajlı olan yöntem kaplamaların doğrudan dişler üzerine yapılmasıdır. Kompozit kaplamaların doğrudan dişler üzerine yapılabilmesi porselene göre önemli bir avantajdır. Çünkü her hangi bir madde kaybına uğramış dişlerde gerekli durumlarda tek seansta doğrudan dişler üzerine kompozit kaplama yapmak mümkündür ve bu yöntem Diş Hekimlerimize ve dişlerin sahiplerine önemli avantajlar sağlayabilmektedir.
Bu avantajlar şunlardır;

1- Ön dişlerin üzerine doğrudan yöntemle kompozit kaplamaların yapılması sırasında dişlerin sekil, boyut, pozisyon, renk, doku, yüzey, ışık geçirgenliği ya da ışık yansıtması gibi özellikleri Diş Hekiminin kontrolu altında olacaktır. Kompozit kaplamaların tek ya da 2-3 dişe yapılması durumunda, çalışmanın komşu dişlerin özelliklerine uygun bir şekilde gidip gitmediğini sürekli denetleyebilecektir. Böylece laboratuvarlarda yapılan çalışmalarda olduğu gibi dişlerin renk ve diğer özelliklerinin transferi sırasında karşılaşılan problemler ve bu transferlere göre aynı özellikleri taşıyan çalışmaların yapımı sırasında görülebilecek problemler yaşanmaz.
2- Komşu dişlerin dokularındaki ayrıntılar çeşitli efektler ile kompozit kaplama üzerinde aynı şekilde yapılabilirler.
3- Diş Hekimi, çalışma süreçini sürekli olarak kontrol ederken aynı zamanda dişlerin sahiplerinin sonucu onaylayıp onaylamadıklarını öğrenebilir. Böylece dişlerin durumuna göre ve hastaların beklentilerine göre çalışma yönlendirilebilir ve başarılı bir şekilde sonuçlandırabilir.
4- Kompozit kaplamalar doğrudan dişler üzerine yapılırken, kaplamaların kole kenarları ile dişlerdeki preparasyon kenarları, dişten kaplamaya ya da kaplamadan dişe geçişlerde kesintisiz olacak şekilde yapılabilmektedir. Bu yüzey devamlılığı  görünüm ve bakım açısından dişlerin sahiplerine avantajlar sağlamaktadır.
5- Bir kompozit kaplama yapıldıktan sonra görülebilecek hassasiyetler herhangi bir diş tedavisi sonrasında görülebilecek hassasiyetler gibidir ve geçicidir. Bir süre sonra ortadan kalkacaktır.
6-Kompozit kaplamalar dişlere doğrudan yapıldığında kole bölgesindeki kaplama, diş ve dişeti arasındaki ilişkiler fizyolojik özelliklerde elde edilebilmektedir. Dişlerin preparasyon kenarları ile kompozit kaplamaların kenarları arasındaki ilişki, dişten kaplamaya ya da kaplamadan dişe geçişlerde kesintisiz ve düz bir şekilde yapılabildiğinden ve bu bölgede yüzey devamlılığının sayesinde polisaj başarılı bir şekilde tamamlanabildiğinden dişetleri kolede, dişlerin konturlarının doğal ve kesintisiz devam ettiği yüzeylere yaslanmakta ve travmatik olabilecek bir kitleye ya da pürüzlü yüzeye temas etmemektedir. Bu özellik sayesinde kole bölgesi doğal bir görünümde olmakta, dişlerin sahipleri tarafından kolayca temizlenebilmektedir dişeti sağlığı mükemmel bir şekilde elde edilebilmektedir. Oysa porselen kaplamalarda porselenin kolesi, yapıştırıcı simanlar ve diş gibi farklı farklı materyallerin farklı özelliklerde olması nedeniyle porselen bir kaplamanın yapıştırılma işlemi bittikten sonra kole bölgesinde bir polisaj işlemi yapılamadığından porselen ve diş arasında olabilecek küçük bir uyumsuzlukta, bu bölge plak ve gıda artığı birikimine uygun olabilecektir. Bu durum dişlerin sahipleri için ilerde çeşitli problemler yaratabilecektir.
7- Kompozit kaplamaların fazla iddialı olmayan  doğal bir görünümleri vardır.  Ön dişe yapılmış bir kompozit kaplama pek fark edilemediğinden doğal dişlerden kolayca ayırt edilemezler.
8- Mükemmel polisajlı yapılabilirler.
9- Sağlam ve dayanıklıdırlar.
10- Doğal görünen bir porselen çalışması yapabilmek için gerekli olan emek, zaman ve para ile kıyaslandığında, kompozit kaplamalar ihem dişhekimleri hem dişlerin sahipleri için çok daha düşük maliyetlerde yapılabilirler.
11-Kompozit kaplamalar kırılmaları durumunda aynı özellikleri taşıyacak bir şekilde yine düşük maliyetlerle kolayca tamir edilebilirler. Porselen çalışmalarda meydana gelebilecek kırıkların tamiri ile kıyaslandığında kayda değer avantajları vardır.
12- Porselen kaplama çalışmaları ile doğrudan yöntemle yapılan bir kompozit kaplama çalışması kıyaslandığında;
a- Her hangi bir ölçü almaya gerek yoktur.
b- Ölçü alım protokollerindeki çeşitli zorunluluklar yoktur. Ölçülerin alınması, transferler, alçı modeller, provalar..vb.  çalışmalar sırasında her zaman ortaya çıkabilecek çeşitli zorluklar ve problemler ortadan kalkar.
c- Ölçü almaya gerek olmadığından, Diş Hekimi preparasyon ve ölçü protokollerine bağlı kalmaksızın dilediği şekilde preparasyonlar yapabilecektir.
d- Doğrudan yöntemle yapılan bir kompozit kaplama çalışması bir randevuda tamamlanabildiği için zaman, emek, para açısından kayda değer avantajlar sağlayabilecektir. Klinik ölçü çalışmalarında, laboratuvar transfer ve çalışmalarında, provalar için ikinci, üçüncü ya da daha çok randevu gerekmesi durumunda Diş Hekimleri ve dişlerin sahipleri için net kazançlar elde edilebilecektir.
13- Arka dişlerde yapılan kompozit kaplama çalışmaları az ışık aldıklarından ön dişlere göre daha kolay yapılabileektir. Renk tutturmak ve anatomik özelliklerin elde edilmesi iyi bir sonuç için çoklukla yeterli olacaktır.

b) Kompozit Laminalar;
Porselen laminaların laboratuvarlarda yapılabilmesine karşılık kompozit laminalar hem laboratuvarlarda hem ağızda doğrudan dişler üzerine yapılabilmektedir. Doğal görünümlü bir lamina yapılması gerektiğinde kompozit ile porselene göre daha kolay ve daha düşük maliyetli bir çalışma yapılabilmektedir. Porselen bir lamina yapılırken doğal bir diş görünümü elde edebilmek gerçekten büyük maliyetler gerektirmektedir. Çünkü düşük maliyetli standart porselen çalışmalarında ne yazık ki doğal bir diş görünümü elde edebilmek kolay olmamaktadır ve böyle bir porselen lamina özellikle ön dişlere yapıldığında dişin üzerinde porselen bir çalışma olduğu kolayca farkedilebilmektedir. Oysa kurallara uygun yapılmış kompozit lamina çalışmalarında, yapı itibari ile doğal diş görünümü ön bölgede ya da arka bölgede porselen göre daha kolay elde edilebilmektedir.

Genellikle estetik beklentilerin fazla olduğu ön ya da arka bölgedeki dişlerin restorasyonlarında ya da Diş Hekiminin gerekli bulduğu hallerde çalışmalar kompozit laminalar ile tamamlanabilmektedir. Laboratuvarlarda yapılan kompozit laminalar için klinik protokoller porselen laminalarla aynıdır. Dişte çürük ya da kırık nedeniyle meydana gelen madde kayıpları varsa kompozit ile restore edilir, preparasyonlar aynı şekilde yapılır ve ölçüler alınarak çalışma laboratuvarlarda tamamlanır. Burada kompozitin büzüşme yaptığı dikkate alınmalı ve kompozit yığılacak dayın üzerine izolasyon için sürülen lak kurutularak 2-3 kat fazla sürülmelidir. Kompozit yığılması ve tabakalanması ise küçük bölümler halinde yapılarak ışınlanmalı böylece büzüşme en aza indirilmelidir.

Kompozit laminalar Diş Hekimlerinin gerekli gördüğü durumlarda laboratuvarlarda yapılır. Buna, dişlerin sahiplerinin ya da dişin içinde bulunduğu durumlara göre ve Diş Hekiminin ihtiyaçlarına göre karar verilebilecektir. Diş Hekimlerimiz için daha avantajlı olan yöntem laminaların doğrudan dişler üzerine yapılmasıdır. Kompozit laminaların doğrudan dişler üzerine yapılabilmesi porselene göre önemli bir avantajdır. Çünkü her hangi bir madde kaybına uğramış dişlerde gerekli durumlarda tek seansta doğrudan dişler üzerine kompozit lamina yapmak mümkündür ve bu yöntem Diş Hekimlerimize ve dişlerin sahiplerine önemli avantajlar sağlayabilmektedir. Bu avantajlar tıpkı kompozit kaplamalarda olduğu gibi şunlardır;

1- Özellikle ön dişlerin üzerine doğrudan yöntemle kompozit laminaların yapılması sırasında dişlerin sekil, boyut, pozisyon, renk, doku, yüzey, ışık geçirgenliği ya da ışık yansıtması gibi özellikleri Diş Hekiminin kontrolu altındadır. Kompozit laminaların tek dişe ya da 2-3 dişe yapılması durumunda, çalışmanın komşu dişlerin özelliklerine uygun bir şekilde gidip gitmediğini sürekli denetlenebilir. Böylece laboratuvarlarda yapılan çalışmalarda dişlerin renk ve diğer özelliklerinin transferi sırasında ve bu transferlere göre aynı özellikleri taşıyan çalışmaların yapımı sırasında görülebilecek problemler yaşanmaz.
2- Komşu dişlerin dokularındaki ayrıntılar çeşitli efektler ile kompozit lamina üzerinde aynı şekilde yapılarak benzetilebilirler.
3- Diş Hekimi, çalışma sürecini sürekli olarak kontrol ederken aynı zamanda dişlerin sahiplerinin sonucu onaylayıp onaylamadıklarını da öğrenebilir. Böylece dişlerin durumuna göre ve hastaların beklentilerine göre restorasyon çalışması yönlendirilebilir ve başarılı bir şekilde sonuçlandırabilir.
4- Kompozit laminalar doğrudan dişler üzerine yapılırken, laminaların kenarları ile dişlerdeki preparasyon kenarları, dişten laminaya ya da laminadan dişe geçişlerde kesintisiz olacak şekilde yapılabilmektedir. Bu yüzey devamlılığı  görünüm ve bakım açısından avantajlar sağlamaktadır.
5- Bir kompozit lamina yapıldıktan sonra görülebilecek hassasiyetler herhangi bir diş tedavisi sonrasında görülebilecek hassasiyetler gibidir ve geçicidir. Bir süre sonra ortadan kalkacaktır.
6-Kompozit laminalar dişlere doğrudan yapıldığında kole bölgesindeki lamina, diş ve dişeti arasındaki ilişkiler fizyolojik özelliklerde elde edilebilmektedir. Dişlerin preparasyon kenarları ile kompozit laminaların kenarları arasındaki ilişki, dişten laminaya ya da laminadan dişe geçişlerde kesintisiz şekilde yapılabildiğinden dişetleri kolede, dişlerin konturlarının doğal ve kesintisiz devam ettiği yüzeylere yaslanmakta ve travmatik olabilecek bir kitleye ya da pürüzlü yüzeye temas etmemektedir. Bu özellik sayesinde kole bölgesi doğal bir görünümde olmakta, dişlerin sahipleri tarafından kolayca temizlenebilmektedir.

6-Kompozit laminalar dişlere doğrudan yapıldığında kole bölgesindeki lamina, diş ve dişeti arasındaki ilişkiler fizyolojik özelliklerde elde edilebilmektedir. Dişlerin preparasyon kenarları ile kompozit laminaların kenarları arasındaki ilişki, dişten laminaya ya da laminadan dişe geçişlerde kesintisiz ve düz bir şekilde yapılabildiğinden ve koledeki bu geçiş bölgesinde yüzey devamlılığı sayesinde polisaj başarılı bir şekilde tamamlanabilmekte olduğundan dişetleri kolede, dişlerin konturlarının doğal, kesintisiz ve polisajlı olarak devam ettiği yüzeylere yaslanmakta ve travmatik olabilecek bir kitleye ya da pürüzlü yüzeye temas etmemektedir. Bu özellik sayesinde kole bölgesi doğal bir görünümde olmakta, dişlerin sahipleri tarafından kolayca temizlenebilmektedir dişeti sağlığı mükemmel bir şekilde elde edilebilmektedir. Oysa porselen laminalarda porselenin kolesi, yapıştırıcı simanlar ve diş gibi farklı özelliklerdeki materyallerin bir arada olması nedeniyle porselen bir laminanın yapıştırılma işlemi bittikten sonra kole bölgesinde bir polisaj işlemi yapılamamaktadır. Porselen lamina ve diş arasında olabilecek, gözle görülemeyen küçük bir uyumsuzluk olması durumunda, uyumsuzluğun olduğu bölge retansiyon oluşturacak, plak ve gıda artığı birikimine uygun olabilecektir. Bu durum ilerde renklenme ve dişeti problemleri yaratabilecektir.
7- Kompozit laminaların fazla iddialı olmayan  doğal bir görünümleri vardır.  Ön bölgede bile kompozit lamina pek fark edilemediğinden doğal dişlerden kolayca ayırt edilemezler.
8- Mükemmel polisajlı yapılabilirler.
9- Sağlam ve dayanıklıdırlar.
10- Doğal görünen bir porselen lamina çalışması yapabilmek için gerekli olan emek, zaman ve para ile kıyaslandığında, kompozit laminalar hem Diş Hekimleri hem dişlerin sahipleri için çok daha düşük maliyetlerde yapılabilirler.
11-Kompozit laminalar kırılmaları durumunda aynı özellikleri taşıyacak bir şekilde yine düşük maliyetlerle kolayca tamir edilebilirler. Porselen çalışmalarda meydana gelebilecek kırıkların tamiri ile kıyaslandığında kayda değer avantajları vardır.
12- Porselen lamina çalışmaları ile doğrudan yöntemle yapılan bir kompozit lamina çalışması kıyaslandığında;
a- Her hangi bir ölçü almaya gerek yoktur.
b- Ölçü alım protokollerindeki çeşitli zorunluluklar yoktur. Ölçülerin alınması, transferler, alçı modeller, provalar..vb.  çalışmalar sırasında her zaman ortaya çıkabilecek çeşitli zorluklar ve problemler ortadan kalkar.
c- Ölçü almaya gerek olmadığından, Diş Hekimi preparasyon ve ölçü protokollerine bağlı kalmaksızın dilediği şekilde preparasyonlar yapabilecektir.
d- Doğrudan yöntemle yapılan bir kompozit lamina çalışması bir randevuda tamamlanabildiği için zaman, emek, para açısından kayda değer avantajlar sağlayabilecektir. Klinik ölçü çalışmalarında, laboratuvar transfer ve çalışmalarında, provalar için ikinci, üçüncü ya da daha çok randevu gerekmesi durumunda dişhekimleri ve dişlerin sahipleri için net kazançlar elde edilebilecektir.

c) Fiber Destekli Kompozit Köprüler;
Köprü çalışmaları için, porselenler çok uzun yıllardır kullanılan malzemelerdir. Fakat 1 ya da 2 diş eksikliklerinde porselen köprülere alternatif olarak fiber çubuklarla desteklenmiş kompozit köprü çalışmaları da yapmak mümkündür. Diş Hhekimleri indirek yöntemle laboratuvarlarda bu köprüleri yapabilmektedirler. Bu çalışmalara örnek olabilecek vakalar literatürlerde vardır. Fiber çubuk üreticisi firmaların da önerdikleri bir yöntemle doğrudan iki dişin arasına kompozit köprü yapılabilmektedir. Bilinen bu yöntemde önce fiber çubuk iki dişin arasına yerleştirilmekte ve üzerine kompozit bir köprü gövdesi inşa edilmektedir. Biraz zahmetli ve pek pratik olmasa da gerektiğinde bu yöntemle kompozit köprüler yapılabilmektedir.
Oysa kendi geliştirdiğim ve kliniğimde 2006 yılından beri uygulamakta olduğum yeni bir yöntemle daha başarılı ve güvenli kompozit köprüler yapmak mümkün olabilmektedir. Hatta ön ya da arka bölgedeki 2 diş eksikliklerinde bile başarılı kompozit köprüler yapılabilmektedir.

Aşağıda tek diş eksikliğinde yapılmış fiber destekli kompozit köprülere örnek olabilecek bir çalışmanın fotoğrafları vardı


 * *


Diş Hekimi Meslektaşlarım tek diş eksikliğinde kompozit köprüler yapılabilmesini normal karşılayacaklardır. Ama iki diş eksikliğinde kompozit köprü yapılıp yapılamayacağına kuşku ile yaklaşabileceklerdir.

Aşağıda, iki diş eksikliğinde yaptığım fiber destekli kompozit iki köprünün fotoğrafları vardır.

Çalışma: 1



Çalışma: 2





Kompozit Köprülerin Özellikleri;


1- Kompozit köprüler sağlam ve dayanıklıdırlar. Günlük sofralarımıza gelen gıdaları rahatça ve güvenle yiyebilmek mümkündür.
2- Kolayca kırılmazlar ve dişten ayrılmazlar.
3- Uzun ömürlüdürler.
4- Üzerine yapıldığı dişlerin renk, doku ve şekil özelliklerini taklit edebilirler.
5- Görünümleri doğaldır.
6- Mükemmel polisajlı ve kolayca temizlenebilecek bir yapıda yapılabilirler.
7- Diş fırçası, diş macunu, diş parlatma  tozları ya da diş ipliği kullanımından etkilenmezler.
8- Mükemmel cilalı ve polisajlı yapılabildiği için üzerine plak ve diştaşı birikmesi kolayca olmaz.
9- Plak ve diştaşı birikmesi durumunda dişhekimi tarafından özellik ve şekilleri bozulmadan kolayca temizlenebilirler.
10- İki saat süren tek bir randevuda doğrudan yöntemle yapılarak çalışma tamamlanabilmektedir.
11- Bir randevuda yapılabilmesi ve ölçü alınarak yapılan köprüler için gerekli olan randevuların toplam çalışma süresinden daha kısa  sürede yapılabilmesi özelliğiyle, hem Diş Hekimine hem dişlerin sahiplerine çok zaman kazandırabilmektedir.
12- Ölçü alınmasına gerek kalmadığından hem klinikte hem laboratuvarda emek ve maliyet açısından kayda değer kazançlar  sağlamaktadır.
13- Piyasada mevcut olan kompozit materyaller ile yapılabilmeleri mümkündür.  
14- Kolayca yapılabilirler.Yapım sırasında dişlerin sahipleri fazladan bir rahatsızlık içine girmezler.
15- Kompozit köprünün yapıldığı dişlerde ağrı ya da hassasiyetler olmaz. Dişlerin içinde bulunduğu klinik durumlara ve çalışmaya bağlı  olarak çalışmayı takip eden günlerde soğuk-sıcak gıdaları alırken ya da çiğneme sırasında zaman zaman bazı hassasiyetler olsa bile, tıpkı bir dolgu çalışmasında olduğu gibi bunlar geçicidir.
16- Eksik diş sahibi çoğu kimse, sağlam dişlerinin zarar göreceği endişesi başta olmak üzere çeşitli endişelerle eksik dişlerinin yerine  bir porselen köprü yaptırmaktan çekinmektedirler. Böyle düşünceleri olan kimseler için, dişlerinin kesilmemesi, küçültülmemesi, ölçü  alınmaması ve bir laboratuvar çalışması yapılmadan doğrudan yöntemle dişlerinin arasına bir kompozit köprü yapılabilmesi seçeneği, dikkat çekici olmaktadır. Dişlerinin doğal görünümlerinin aynı kalması ve kompozit köprünün sanki bir dolgu gibi dişlerin arasına  yerleştiriliyor olması dişlerin sahiplerine oldukça moral vermektedir.
17- Herhangi bir şekilde kırılmaları durumunda kompozit dolgu tamiri yapar gibi bir randevuda restore edilebilmeleri, porselen çalışmaların tamirlerinin zorlukları düşünülecek olursa Diş Hekimleri ve dişlerin sahipleri için önemli bir avantaj olmaktadır.
18- Kompozit köprüler özel kliniklerde yapılan porselen köprülerin ücretlerine göre daha düşük ücretlerle yapılabilmektedir.

Kompozit köprülerin özelliklerine baktığımızda 1 ya da 2 diş eksikliklerinde rahatça porselene alternatif olabileceklerini söyleyebilirim.

 
İçeriğe Geri Dön | Ana Menüye Geri Dön